Kayıtlar

2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Brodie Neill

Resim
brodie neill diye bir abinin tasarımı sandalyeye bakıyoruz şu an. sandalye dediğin rahat olur bişi olur. eminim bu çok rahatsızdır. rahatsız oldukça da güzelleşiyor tasarım. ilgili link işte bu:  http://www.brodieneill.com

Shapemaker & Facemaker

Resim
miller goodman markası londralı iki tasarımcı zoe miller ve david goodman tarafından kurulmuş. çocuk kitapları yayınlıyorlar ve tate gallery için özel ürünler tasarlıyorlar. 2008'de miller goodman'i kurup en iyi çocuk oyunu ödülü alan shape maker'i tasarlamışlar. geometrik biçimlerin çizili olduğu renkli ahşap küplerle tasarlamayı hedefliyor. bence çocuk için çok yararlı bir aparat. ikinci seri olarak da facemaker'ı çıkartmışlar. bu da çok eğlenceli olmuş bence.

Out of This World

Resim
film diye etiketledim ama bi diziydi bu 87-88 gibi bi yıllarda. 13 yaşındaki yarı uzaylı evie'nin maceraları. bu diziyi izleyip de yalnız kaldığında kendi kendine işaret parmaklarını birbirine değdirip zamanı durdurmayı denemeyen arkadaşım yok gibi, ben de dahil. yarı uzaylı olmanın yararları işte bu evie civcivi parmaklarını birbirine değdirip zamanı durdurup karışık durumları düzeltip sonra tekrar kaldığı yerden devam etmesini sağlayabiliyordu. zaman durmuşken birine dokunup onu da bu durmuş zamanın içine çekebiliyordu. bi de bi yerden bi yere ışınlanabiliyordu galiba. son olarak da şeffaf legolardan yapılmış görünümlü bi zımbırtıyla uzaylı babası troy ile konuşabiliyordu. troy'u burt reynolds seslendiriyormuş bu arada. evie'nin annesi rolündeki teyzeyi de saturday night fever'dan tanıyoruz. ben bu parmak değdirme işini özellikle çok uykum olduğu zamanlarda, boş boş takılmak isteğim zamanlarda ya da son gece ertesi günkü sınava çalışırken "sıçtın mavisi&quo

Kisses on the Bottom

Resim
paul mccartney'in yeni albümü geliyor. şu aralar my valentaine single'ı radyo eksende çalıyor arada bir. 7 şubatta çıkacakmış piyasaya. my valentine şarkısını bu sabah dinledim. abinin sesi bi tuhaf çıkıyor. albüm de zaten biraz caz tadında olacakmış. ondan mıdır nedir, ya da iyice yaşlandı mı paulcüüm bilemiyorum. bana biraz boğuluyormuş gibi geldi şarkıyı söylerken. iki şarkı dışında diğerleri cover parçalar. nerde okudum hatırlamıyorum da paul mccartney'in tüm müzik yaşamı boyunca kendisine esin kaynağı olmuş parçaları seçtiği söyleniyor. bilmiyorum belki de rüya gördüm.. my valentine kendisine ait. eşi için yazmış. çok romentik. albümde ayrıca bye bye blackbird, the inch worm ve glory of love gibi tanıdık şarkılar da var. ayrıcana my valentine şarkısındaki gitarları da eric clapton çalıyormuş. merakla bekliyorum şahsım olarak.

Etli Biber dolması

Resim
bu da geçen gün yaptığım biber dolması. çok kolay. bir iki kilo biber alıp yarım kilo da kıyma alıyorsunuz. içine rendelenmiş veya küçük doğranmış iki kocaman kuru soğan. bir avuçtan biraz fazla pirinç ya da bulgur, bol maydonoz, bir kaşık salça veya iki tane domates, yarım bardak su isteğe göre nane dereotu gibi çeşitli ekstra otlar, tuz, karabiber, belki biraz biber salçası ekleyip biberlerin içine dolduruyorsunuz. üstüne de bir domatesten kapaklar kesip biberlerin üstüne kapatıyorsunuz. o gün evde yoktu domates, daha doğrusu saman gibi oldukları için almıyorum kışın. ama olsa iyiydi. bunları tencereye dizdikten sonra da salçalı veya domates rendeli su hazırlayıp bol tuz karabiberli, dolmaların üstüne gezdirip kapağını kapatıp altını açıp gidiyorsunuz. yarım saat sonra gelip baktığınızda resimdeki yeşil renk solmuş ve dolmaların içinden uzanan pirinçler uzamış veya bulgurlar pilav gibi olmuşsa altını kapatıyorsunuz. bu kadar.

Çimen terlikler

Resim
Kendilerini sürekli çıplak ayakla çimende geziyor hissetmek isteyen şabalaklar için KUSA'dan geliyor, grass flipflops. Bence çok rahatsız edici.

Balık kavanozu

Resim
Hiç ne isim vereceğimi bile bilemedim bu salak seye. Zaten oldum olası kilim zavallı bı balığın tek basına bı kasede mahkum olmasına. Bı de boyle bı tasarım yapmışlar. İyice irrite edici. Düştü düşecek. Koca masanın ortasında dururken bile huzursuz ortam. Bununla ilgili yazıyı yazan kisi diyor ki. Bu kadarı bile rahatsız edemedi dıyorsanız fiyatı rahatsız edecektir. Zira 500 $ civarında. Haha. Hem o kadar para bayil hem de benim gibi sakarin biriysen aldığının üçüncü gunü kıçınla devir. Sacmaaa.

Yulaf kepekli jambonu ekmek

Resim
dukan diyetine başladım ayıptır söylemesi. 20 günde de 4.5 kilo verdim. baya ağır bi  diyet. ama başarıcam. daha gitmesi gereken 17 kilom var. mayısta görüciiiz sonuçlarını. baya ağır bi diyet. aaa bunu yazmışım daha önce. düşünün artık. neyse ilk 10 gün filan yulaf kepeği geçmemişti elime. yulaf ve buğday kepeği izinli olan unumsu maddeler. bu ekmeği de ben şöyle yaptım. 4 kaşık yulaf kepeği 4 kaşık buğday kepeği 3 yumurta 3 kaşık labne (light olması lazım ama benimki değildi valla ne yalan söyliyim) bir paket kabartma tozu. ince dilimlenmiş jambon parçaları. bi kalıp light beyaz peynir. aman ne kalıbı yahu kalıbın bir dilimi. isteğe göre miktaarı değişebilir. ben çok koydum çok güzel oldu. küp soğan. sarımsak da eklenebilir. baharatlar eklenebilir. ben bir dahakine dereotu da koyucam. bi de kuru domates koyucam. pınar da 4 tanecik zeytiin koymuştu. otumsu tadını değiştirmek için atıyoruz bu taklaları. sonra bu karışımı kek kalıbında pişirdim fırında. bu ekmeği dilimleyip arasına

Light my Fire

Resim
1966'da bestelenmiş 67'de piyasaya çıkmış. doors'un en bilindik şarkısı. doors ed sullivan show'a konuk olduğunda girl we couldn't get much higher kısmının sözlerini değiştirmelerini istemişler. şarkının provasında öyle de yapmışlar. ama canlı performans sırasına jim morrison orijinalini söyleyivermiş. ed abiye de kapak olmuş. filmde de bu sahne vardı. ayrıca şarkı, castaway filminde tom hanks'in ilk ateş yakmayı başardığında ateşin etrafında dans ederek söylediği şarkı olmak gururunu da yaşıyor hehe. ben filmle birlikte doors etkisi altında kalan salaklardanım. 91'de süreyya sinemasında seyretmiştim. sonrasında gerek kitaplar gerek albümlerle bolca doors dinlemiş kendimi o yıllarda yaşıyorum bile zannetmiştim hehe. lisedeki grubumuzla milliyet'in liselerarası müzik yarışmasına katılmıştık bu şarkıyla. sonrasında bir kaç yıl şarkıya tahammül edemediğimi hatırlıyorum. gerek introsu, gerekse insanlıktan çıkmış solo kısmıyla. 15 günlük sömestr tatilinde

Magic Pen

Resim
hayalimdeki şeyi yapmışlar!!!!!!!!!!! magic pen. yazıyorsun, yazdıklarını bluetoothla telefona ya da bilgisayara aktarıyor oley. benim gibi bilgisayarda mı çalışayım kağıtla mı çalışayım kararını veremeyip önce kağıda yazıp sonra da oturup bilgisayara aktaranlar için süpper bişi. yazarlar için mesela. geliştirin şunu çabukkkk!!! fiyatını da indirin hemen gönderin bana bi tane...

Dirty Dancing

Resim
yaa bu da ergenlik döneminin başka bir güzel filmi. bunu da reks sinemasında seyretmiş idim. senelerden 87. babasının kuzusu francis houseman ablası ve ebeveynleriyle gittiği tatil köyünde dansçı gence aşık olur ve olaylar gelişir. genç bi kızcağızın babasına yalan söylemesi, yakalanması sıçışı gibi konular gündemde. ama yalanları ulvi amaçlar için atıyomuş aslında falan filan. konusu itbarıyle bu sefer tatil aşklarını babanın onaylamadığı manitasyon durumlarını ele alan bir güzide eser. bu filmde de  benim için en eğlenceli sahneler olarak kızın johnny ile ilk dans edişi, ve dansın sonunda havaya girip salakça kendi etrafında dönüşü ile filmin sonunda kızını alıp sahneye çıkan johnny'e sinirlenip ayağa kalkan babaya annenin söylediği "sit down jake" repliği sayılabilir. özellikle sit down jake, hilal'le aramızda "ne şapşal adam, otur diyince oturuyo, benim babam öyle mi oysa otur mehmet/tevfik diyince hiç oturmaz gözünün ortasına çakar yumruğu" şekli

A Horse with No Name

Resim
bu şarkıyı ilk duyduğumda melodisiyle yakaladı beni, çok basit, çok akılda kalan bi parça. sonradan sözlerini dinlediğimde çok eğlendim. ilk gün çölde şöyle oldu böyle oldu ikinci gün yandım biraz, sonra giderek kafayı üşütmeye başlıyor en sonunda da dokuz günün sonunda atı da bıraktım, çöl de deniz oldu ohoooo diye gidiyor. neyse şimdi biraz okudum parça ve grup hakkında, one hit wonder durumları var anladığım. senelerden 72. horse kelimesi niyeyse o dönemde eroin için kullanılıyormuş, bi de böyle çöl, journey ve sıcaktan kafa kayışlarının gevşemesi gibi ibareler yüzünden olsa gerek bi süre radyolarda yasaklanmış. zaten radyoların televizyonların o dönemdeki tutuculuğu şahane, doors filminde de vardı, light my fire'daki "girl we couldn't get much higher"ı değiştirmeye çalışıyorlar, "hey jude" çok uzun radyo için bayar diye çalmıyorlar filan. şimdi gerizekalı sevgilim diye şarkılar bangır bangır. neyse, bu america abileri eroinle ne alaksı var diye epey d

Özgürün pastası

Resim
bizim minik kuzu 3 yaşını bitirdi. ben de o yüzden ona güzel bir doğumgünü partisi yapmak istedim. pasta filan alalım diye düşündüm. miki fare konseptli. fekat sonra pastaneleri arayıp da pasta fiyatlarını sorunca dedim ki yuuuuuu. pelit'e sormadım mesela ama görgülü ve manolya aynı fiyatı verdiler. ve bizim kuzunun pastası 150 lira filan tutacaktı. dedim ki pınar (bu benim) aslansın kaplansın, bu işi yapsan yapsan sen yaparsın. biraz googledan sonra bir süpermarkete gidip pasta malzemelerine bakarken bakarken gaza geldim ve koccaman bir miki suratlı pasta yaptım. bunun için iki tane pastaban aldım. bi tanesinin içinden kulakları oluşturmak üzere iki yuvarlak kestim bir çorba kasesi yardımıyla. ha bu arada altlık için de maket kartonunu önce alüminyum folyo sonra da fırın kağıdı ile sarıp sarmaladım. üstüne bu pasta keklerini, ne deniyordu lan onlara, hah pandispanyaları yerleştirdim. bunları da evde yapabilirdim de o kadar uğraşamadım açıkçası. sonra pandispanyaları sütle ısl

Ruray Lamp

Resim
tasarımcı:  shane holland işte şahane bir masa lambası. led. o yüzden düşük enerjili. ismini bilmem ne kadar zaman önce irlanda'yı vuran bir dalgadan almış "tonn ruraigh"'den. tasarımcı da irlandalı. yaygın ışık gölge de yapmaz oooh mis. malzemesi de kompozit aluminyummuş el yapımı... aslında ne kadar basit di mi...

Timo Meyer

Resim
  timo meyer photostream adam inanılmaz. müthiş grafik tasarımları var. ben en çok bu poster tasarımını beğendim. 80'lerin kült filmlerini ifade eden ikonlar. bulmaca gibi. terminator'dan star wars'a ve hatta the goonies'e kadar çeşitli filmler var. çok eğlenceli. bi dönem wallpaper da oldu bu poster bana. bu zeka ürünü tasarımları çok tutuyorum.  twitter'da da @timohmeyer ismiyle takip edebilirsiniz. hehe şu seri de onun:

Pazi

Resim
Dün akşam yaptım bunu, bence tadı ıspanaktan daha şahane. hatta sık sık yiyesim var. iki demet pazıyı alıyoruz yıkıyoruz doğruyoruz. tüm sebze yemeklerindeki gibin yağda önce soğan sarımsak kavurup içine bir büyük domates ve bibeer salçası atıyoruz. bir avuç bulgur yıkayıp koyuyoruz. tuz karabiber. sonra da doğradığımız pazıyı atıp pişiriyoruz 20 dakikada oluyor. tabi iki demet pazı oluyor sana 4 porsiyon yemek. o kısmı acıklı biraz. pazı sarmayı da anlatıcam ilerde bekleyiniz.

Kids Room Inspiration

Resim
bu resmin de içinde bulunduğu linki bana burçin göndermiş. özgür'ün odası için çok debelenmiştik doğmadan önce. özellikle de duvarlarını burçin uzun uzun boyamıştı. sonuç da çok harikaydı bence. sonra da genelde ikeadan aldık eşyalarını şahane de oldu. şimdi eleman büyüyor, özellikle de yatak update'i yaklaşıyor :) biraz daha büyüyüp biz de ev değiştirebilirsek eğer ona güzel bir oda yapmak isterim, herhalde burçin de bu sebepten bana bu linki göndermiş. kids room inspiration diye bi link. bana küçükken, yani 80'lerin başında almanyadayken annemlerin aldığı dekorasyon dergilerindeki odalara nasıl hayran olup hayaller kurduğumu hatırlattı. özellikle de bu resimdeki gibi yatağımın üserinde bir asma katımsı oyun mekanını hayal ederdim hep. anaokulunda bi arkadaşıımın odası böyleydi. benim öyle bir oyun mekanı yerine bi kardeşim oldu. sonra da standart bir ranzada tepemde yattı :) duvar kağıdı boktan tabi, kız işi. bir tane daha oda 3d'si var. burçin aslında bunu yollam

Roseanna's Grave

Resim
bu da bir kere seyretme fırsatı bulup çok sevdiğim filmlerden biridir. yaşadıkları italyan kasabasının mezarlığında kalan son boş yer (o da ölen kızının yanı) için debelenen kalp hastası bir kadın ve kasabada kimse ölmesin diye uğraşan kocası ve mezarlığın yanındaki boş arsayı bir türlü bağışlamayan zorba zengin adamın hikayesi. geçen gün tv8'de yayınlandı film. çok uykum vardı. şu digitürkün hedaye ettiği digitürk plus'a güvenip yattım. ayol bir tartışma programı 90 dakika uzar mı? kaydın ilk 90 dakikası tartışma programı, arkasından haberler filan. filmin neredeyse sadece jenerik kısmı kayıt olmuş. küfür edip sildim tabi.

Waltz For A Night

Resim
ne güzel filmlerdir onlar; before sunrise ve before sunset. bu şarkı da before sunset'in son sahnelerinden birinde var. julie delpy'nin ethan hawke'a yazdığı bir şarkıyı seneler sonra ona çaldığı sahne. yani karakterlerin birbirine yazdığı işte. julie delpy'nin hafif fransız sesleri olan ingilizcesiyle söylediği. zaten film de dokunaklı, şarkının olduğu sahnede iyice göçüyoruz içerden böyle fösss diye. hatta aynı amelie'nin su olup aktığı gibi diyim. daha da bişi demiyim. filmi de seyredin. burçin, kız filmi olduğunu iddia ediyor ama bence diil. ben bu arada bu şarkılarla ilgili kısımları yazarken arkada da dinliyorum parçaları. o yüzden şimdi ağlıycam müsadenizle. waltz for a night