Kayıtlar

Maria

Resim
West Side Story'nin açık ara en etkileyici parçalarından biri, bence tabi. sözleri özellikle, I just met a girl named Maria, and suddenly that name will never be the same to me, diyor ya ahanda tam orası. çok zarif ve saf bi şekil anlatıyor ilk görüşte aşkı. yalnız bişi diycem ilk görüşte aşk nedir be. yalan ayol o, ya hırtsa? nerden bilicen yani, hoşlantı onun adı, ilk görüşte aşk ancak devamında yeterli koşullar sağlanırsa aşk olarak kalabilir zannımca, zira evde dolma yaparken suratına bakıp mı sevgi dolucan, bunun dolması var çamaşırı var. yani film çok güzel olabilir, kavuşamıyorlar zaten o ayrı da, ben hep bu aşk filmlerinin sonundan sonrasını merak ediyorum daha önce de yazmıştım, mavi boncuk olsun, dirty dancing olsun. sonsuza dek mutlu oldular... bok oldular, olmuyor öyle...

How to Lose a Guy in 10 Days

Resim
Bu film çok tırt baştan söyleyeyim. Ama kafa boşaltıp salak salak ekrana bakmak biraz da eğlenmek için süper. Abla bi erkeği 10 günde zıvanadan çıkarırım diyor, abi de bi kadını 10 günde kendime aşık ederim diyor, Kader ağlarını örüyor karşı karşıya geliyorlar. Sonrası eğlence, gırgır... Matthew McConoughey;in (umarım doğru yazmışımdır okuyamıyorum zaten), "naaaa, naaaaaaa, naaaaaaaa" şeklinde delirmesi en sevdiğim, banyo dolabında bulduğu pembe kadın zamazingolarıyla beraber çıldırışı özellikle... bir de süper poker akşamı sahnesi var ki dadından yinmiyor, benzer hikayeler bildiğimden son seyredişimde ekstra eğlendim. son seyredişim derken sıklıkla izliyorum evet, zira bu ara kafa darlanması sık yaşadığım bişi. çok sıcak lan... ayrıca kate hudson isimli güzel kadının goldie hawn'ın kızı olduğunu kurt russel tarafından yetiştirildiğini en yakın arkadaşının liv tyler olduğunu çok sayıda müzisyenle fanfinifinfon olduğunu biliyor muydunuz, ben de yeni öğrendim.

Zeytinyağlı Enginar

Resim
Yazmaya ara vereli bir yıl olmuş. Niçin sıkıldım niçin vazgeçtim hatırlamıyorum. Ama ayran gönüllü Pınar yine iş başına geçmiş belli ki. Ara verdiğim bir yılda çok şey oldu ama aslında hiç bir şey de olmadı hayatımda. Gene aynı şişkoluk sürüyor. Yeme içme maşallah yerinde. Oğlum büyüyor. Çok eğlenceli bir adam olmaya başladı. İş anlamında gelişmeler kaydettim. En güzeli de bu yıl verdiğim ve çok keyifli geçen derslerim. Keşke onlara biraz daha zaman ayırıp geliştirebilsem. Ama zaman problemi yaşıyorum. Müziğe başladım. O çok keyifli. Yazmayı seviyordum ona da vakit ayırmak istiyorum. İnsan hayatındaki keyifli şeylerin sayısını ve yoğunluğunu arttırmayı başarabilmeli. Gerisi hikaye. Gelelim zeytinyağlı enginara; Bahar bir ara yüzünü gösterdi o ara enginarlar da fırtladı. Geçen yıl alıştık bu enginar mevzusuna önceden tipinden midir nedir hiç gözüm tutmuyordu elemanı. Fakat bir iki deneyince özellikle Begüm'ün yaptıklarını yiyince eğilim arttı trend oldu. Bu yıl da geçen haftalard

Brodie Neill

Resim
brodie neill diye bir abinin tasarımı sandalyeye bakıyoruz şu an. sandalye dediğin rahat olur bişi olur. eminim bu çok rahatsızdır. rahatsız oldukça da güzelleşiyor tasarım. ilgili link işte bu:  http://www.brodieneill.com

Shapemaker & Facemaker

Resim
miller goodman markası londralı iki tasarımcı zoe miller ve david goodman tarafından kurulmuş. çocuk kitapları yayınlıyorlar ve tate gallery için özel ürünler tasarlıyorlar. 2008'de miller goodman'i kurup en iyi çocuk oyunu ödülü alan shape maker'i tasarlamışlar. geometrik biçimlerin çizili olduğu renkli ahşap küplerle tasarlamayı hedefliyor. bence çocuk için çok yararlı bir aparat. ikinci seri olarak da facemaker'ı çıkartmışlar. bu da çok eğlenceli olmuş bence.

Out of This World

Resim
film diye etiketledim ama bi diziydi bu 87-88 gibi bi yıllarda. 13 yaşındaki yarı uzaylı evie'nin maceraları. bu diziyi izleyip de yalnız kaldığında kendi kendine işaret parmaklarını birbirine değdirip zamanı durdurmayı denemeyen arkadaşım yok gibi, ben de dahil. yarı uzaylı olmanın yararları işte bu evie civcivi parmaklarını birbirine değdirip zamanı durdurup karışık durumları düzeltip sonra tekrar kaldığı yerden devam etmesini sağlayabiliyordu. zaman durmuşken birine dokunup onu da bu durmuş zamanın içine çekebiliyordu. bi de bi yerden bi yere ışınlanabiliyordu galiba. son olarak da şeffaf legolardan yapılmış görünümlü bi zımbırtıyla uzaylı babası troy ile konuşabiliyordu. troy'u burt reynolds seslendiriyormuş bu arada. evie'nin annesi rolündeki teyzeyi de saturday night fever'dan tanıyoruz. ben bu parmak değdirme işini özellikle çok uykum olduğu zamanlarda, boş boş takılmak isteğim zamanlarda ya da son gece ertesi günkü sınava çalışırken "sıçtın mavisi&quo

Kisses on the Bottom

Resim
paul mccartney'in yeni albümü geliyor. şu aralar my valentaine single'ı radyo eksende çalıyor arada bir. 7 şubatta çıkacakmış piyasaya. my valentine şarkısını bu sabah dinledim. abinin sesi bi tuhaf çıkıyor. albüm de zaten biraz caz tadında olacakmış. ondan mıdır nedir, ya da iyice yaşlandı mı paulcüüm bilemiyorum. bana biraz boğuluyormuş gibi geldi şarkıyı söylerken. iki şarkı dışında diğerleri cover parçalar. nerde okudum hatırlamıyorum da paul mccartney'in tüm müzik yaşamı boyunca kendisine esin kaynağı olmuş parçaları seçtiği söyleniyor. bilmiyorum belki de rüya gördüm.. my valentine kendisine ait. eşi için yazmış. çok romentik. albümde ayrıca bye bye blackbird, the inch worm ve glory of love gibi tanıdık şarkılar da var. ayrıcana my valentine şarkısındaki gitarları da eric clapton çalıyormuş. merakla bekliyorum şahsım olarak.